Cinsiyet değiştirme talepleri son yıllarda hatırı sayılır şekilde artmış olup; vatandaşlarımızın bu konuda kendilerini daha özgür ve cesur hissettiklerini gözlemlemekteyiz. Var olan bedene ait hissetmeme olgusunun neden olduğu bu değişim isteği, dünyanın ve ülkemizin bu konu hakkında gelişen ve değişen farkındalık düzeyinin artması sayesinde ve elbette ki sivil toplum kuruluşlarının da desteği ile artık gizlenmek istenen bir talep olma durumundan çıkma adımlarını atmaya başlamıştır. Bu yazımızda işbu cinsiyet değişikliği konusunun hukuki alt yapısı, dayanağı Anayasa Mahkemesi Kararları eşliliğinde açıklanacaktır.
Kişilik Hakları:
Bir kişinin doğuştan sahip olduğu, devredilemeyen, haczedilemeyen, miras yolu ie intikal etmeyen, para ile ölçülmesi mümkün olmayan haklar kişilik haklarıdır. Kişilik hakkının konusunu oluşturan başlıca değerleri;
Kişinin hayatı, sağlığı, vücut bütünlüğü
Kişinin hürriyeti, hak ve fiil ehliyeti olarak sıralamak mümkündür.
Medeni Kanun madde 23/1-2’de de açıklandığı üzere: “Kimse, hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz.
İnsan, insan olmakla bu haklara sahiptir. Ayrıca bir şey yapmasına gerek yoktur.
Kişilik haklarından vazgeçilemez.
Kişilik hakları mutlak haklardandır. Herkese karşı ileri sürülebilir ve herkesten bu haklara riayet etmesi istenebilir. Hak düşürücü veya zamanaşımı sürelerine tabi değildir.
Cinsiyet değiştirmek de yine kişilik hakkının konusunu oluşturan değerlerden “kişinin hayatı, sağlığı” içerinde değerlendirilen bir talep olup; cinsiyet değiştirmeye karar veren bir kişinin, bu değişikliğin ruh sağlığı açısından zorunluluğuna dair bir sağlık raporu ile birlikte hakime müracaat etmesi ve hakimden alacağı karar üzerine cinsiyet değişikliğine dair cerrahi operasyonu yaptırması gerekmektedir.
Hukukumuza göre cinsiyet değişikliği talebinde bulunan kişinin evli olmaması ve 18 yaşını doldurmuş olması gerekir.
Kişinin evli olmamasını neden kanun koyucunun şart koştuğunun nedeni ise; Medeni Kanunumuza göre evlenme, tam ve sürekli bir hayat ortaklığı sağlamak üzere farklı cinsiyetten iki kişinin hukuken geçerli bir şekilde birleşmesi olarak tanımlanmasıdır.
Medeni Kanunumuzun 40. Maddesinde cinsiyet değişikliği düzenlenmiştir.
Daha önceden işbu maddede cinsiyet değişikliğinde sağlanması gereken şartladan biri de “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunmak” sayılmış iken, bu şart 20/3/2018 tarihli ve 30366 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 29/11/2017 tarihli ve E.: 2017/130, K.: 2017/165 sayılı Kararı ile, bu maddenin birinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan “…ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu…” ibaresi iptal edilmiştir.
İşbu madde 40’ın güncel hali ise aşağıda belirtilen gibidir:
Madde 40- “Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse, şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir. Ancak, iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu (…)(2) bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelemesi şarttır.(2) Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.”
Hukuk düzenimizde artık cinsiyet değişikliğinde üreme yeteneğinden yoksun olup olmamaya bakılmaksızın kişinin ruh sağlığı açısından zorunlu olmasının yanı sıra evli olmama ve 18 yaşını doldurma şartlarının birlikte gerçekleşmesi cinsiyet değişikliği talebinin karşılanması için yeterli olacaktır.
Mahkemeler işbu talebin sonuçlandırılması için araştırma hastanelerinde bulunan cinsel kimlik konseyinden rapor talep etmektedir. İlk aşamada bir psikiyatr, cinsiyet değişikliği ameliyatı olmak isteyen kişinin ruhen müsait olup olmadığını inceler. Cinsiyet değiştirme talebinde bulunan bireylerin daha önce psikolojik tedavi belgeleri varsa bunların sunulması olumlu rapor alınabilmesi için gereklidir. Mahkemece yapılacak yargılama sonrasında, koşulların bulunduğunun belirlenmesi halinde, cinsiyet değiştirme izni verilmektedir.
Bu safhadan sonra, verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması halinde, nüfus kayıtlarında cinsiyet değişikliği için ikinci bir dava açılması gerekecektir. Bu dava (kişinin nüfus kayıtlarında cinsiyet değişikliğinin işlenmesi) isim değişikliği talebi ile birlikte açılabileceği gibi, isim değiştirme davası bilahare de açılabilir.
Bu davada yapılacak yargılama sonucunda, Mahkemece yasada aranan tüm koşulların gerçekleştiği tespiti halinde, nüfus kayıtlarında cinsiyet değişikliği kararı verilebilecektir.
Davalar Hangi Mahkemede Görülür?
Cinsiyet değişikliği davaları tüm nüfus davalarında olduğu gibi, cinsiyet değişikliğine izin verilmesi istekleri Asliye Hukuk Mahkemelerinde incelenip karara bağlanacaktır.
***
Saygı ve hoşgörü ile sarılmış barışçıl bir toplum düzeni içinde huzurlu bir dünyanın sadece insan için değil tüm dünya canlıları için cennetin ta kendisi olduğunu ve insan olmanın cinsiyetin ötesinde bir değer olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtmek isterim.
Yazımın faydalı olması dileği ile,
Av. Gözde Güzin Erol
Gözde Güzin EROL Hukuk Bürosu olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookie) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz. Ayrıntılı bilgiye ve çerezleri engelleme yöntemlerine Çerez Politikası’dan ulaşabilirsiniz.
Kabul et ve Kapat